Karşımda çınar ağacı, dalları arasında serçe kuşu, ürkek ürkek etrafına bakıyor. Tatlı bir sonbahar rüzgarı ne serçeyi dinliyor ne de ağacı. Çınarın sararan yapraklarını azar azar döküyor. Rüzgarın ıslığı eşliğinde yaprakların salına salına düşüşüne bakıyoruz. Serçe arada bana doğru kaçamak bakışlar atıyor. Uzun zamandır yaptığımız şey bu galiba. Karanlığın içinde birbirimize bakmak. Pek çoğumuz böyleyiz şu aralar. Karanlıkta birbirimize bakıyoruz.
"Herkesin derdi kendine, dünyanınki hepimize." demiş Ferdinand Celine. Serçe de kendi derdinde biliyorum. Ötüşü; kısa, neşeli, cıvıltılı olsa da endişeli. Serçeler çalı çırpıdan yaptıkları yuvalarını kıl, yün ile döşerler. Yuvasına bir şeyler taşımak telaşında olmalı. Kışı atlatmak ve hayatta kalmak için mücadele verecek. Bu kış serçe için her şey yolunda gidecek mi? Kimbilir...
Son zamanlarda salgına rağmen yeni yerler görmek isteği depreşiyor içimizde. Her şeyi yeniden keşfetmek , bir şeylere yeniden başlamak, umutlanmak, özlemek, hep iyi şeyler görmek, iyi şeyler hayal etmek. Korkularımızdan kaçmak, umutlarımızı cebimizde taşımak istiyoruz.
"Serçeler ağlayınca ölürler." diye lirik bir söylem vardır. Göç yoluna düşen göçmen kuşlar varmak istedikleri yere vardılar mı bilmiyorum ama ağaçtaki serçe bizimle. Yuvası için, yavruları için, hayatta kalmak için mücadele veriyor.
Her gün salgın illetine kayıplar veriyoruz, teker teker ölüyoruz. Hayatın toz pembe olmadığı, insanların kendilerini kandıramadıkları zamanları yaşıyoruz.
Evet insan toplumsal bir varlıktır ama birbirimize kötülük etmenin anlamı yok. Bu aralar kendimize dönmek, içimize bakmak, dostlardan arkadaşlardan uzaklaşmak, yalnızlığımızla mutlu olmamız gerekiyor. Yalnızlık insanın kendi içine başlattığı yolculukmuş. O zaman bu yolculuğu verimli, dolu dolu geçirmek için uğraşalım.
Elbet bu yolculuk da bitecek insan yeniden özgür ve mutlu olacak. Bu sıkıştırılmışlık, kapana kıstırılmışlık duygusundan kurtulacak. İnsan nefes aldığı sürece umut da onunla olacak.
Şair Suat Taşer’in dediği gibi "Serçe kuşu gibidir hayat
Dal yorulur, serçe yorulmaz."