RUHUMUZDA SIZI

Gökyüzüne bakmak rahatlatır insanı. Mavi soğuk bir renk olmasına rağmen sıcaklık verir insanın içine. Yeşil dalların arasından görebildiğin kadar sırıtır sana. Sonra mavi bir çarşaf dalgalanır havada.

Bolunun serin soğuğunda bir bardak sıcak çay iyi gelir. Bardağı gökyüzüne doğru kaldırıp göz kırparsın, içinden ne geçiyorsa ona selam yollarsın. Çay candır.  Sonra kırmızı bir çarşaf dalgalanır havada. 

Müziksiz olmaz müzik ruhun gıdasıdır. İlk açtığın “Ruhumda Sızı”

“Kurşunsuz, hançersiz, kansız bir yara
Hiçbir tabip buna bulamaz çara
Keşke Mansur gibi çekseler dara
Bedenimde değil ruhumda sızı.”

Ender Balkır ne güzel yazmış hepimizin ruhunda sızı. İnsan olmanın insan kalmanın zorluğu. Ülkemiz insanın bitmeyen dertleri. Düşündüğünü söylemekten korkmaya başlarsa bir kişi, düşünmekten de korkmaya başlar demiş Vedat Türkali. O yüzden bitmez bizim dertlerimiz diye küfür ederken bir gri çarşaf dalgalandı havada.

Sonra gökkuşağı renklerinde bir örtü, ardından siyah bir yatak örtüsü, renkli kırlentler, biraz huzur, biraz sıkıntı, biraz kuruntu, biraz umut, çokça hayal kırıklığı, yine ümitsiz gelecek renk renk olmuş karşı apartmanın balkonundan silkeleniyor. Benim kulağım yine müzikte.

Doktoru, lokmanı yok, ilacı yok
Görünmez göz ile hiçbir izi yok
Saplandı sineme görünmez bir ok
Bedenimde değil ruhumda sızı, oy oy
Hepimizin ruhunda sızı. Mansur yüreklere selam olsun.

Yorum yazın

UYARI : Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. Ayrıca suç teşkil edecek hakaret içerikli yorumlar hakkında muhatapları tarafından dava açılabilmektedir.

Ayla Coşkun Ceren yazıları

19HAZ2021