Güzel nedir, güzel kimdir, hiç düşündünüz mü? Güzel ve güzellik hakkında Platondan beri süre gelen değerlendirmeler ve tartışmalar var. Platon, güzellik için “ İlahi aşkın eşya âlemindeki ışıltısıdır.” demiş. Burada ilahi olandan bahsetmeyeceğiz. Tamamen dünyevi güzellik konumuz.
Güzel deyince hemen aklımıza kadın güzelliği gelir. Bu sadece erkek bakış açısı değildir. Kadınlar da kendi güzelliklerinin üzerine çok kafa yorarlar. Burada cinsiyetçi bakmamak lazım olaya. Yapılan estetik ameliyatlar sadece kadınlara yönelik değil tabi. Erkekler de sürekli güzelleşmek için bıçak altına yatıyorlar.
Estetik ameliyatlar demişken bir bakmışsınız yetmiş yaşındaki bir kadın 35 yaşında gibi gözüküyor. Bunun en son örneğini instagramda takip ettiğim bir sayfada gördüm. Kadının göz torbaları kaybolmuş, kaşlar yeniden çizilmiş, yukarıya kaldırılmış, gözler çekikleşmiş, yanaklardaki ve boğazdaki deri gerilmiş kırışıklıklar en aza indirilmiş hatta yok edilmiş. Bir mucize gibi. Dönüp dönüp bir daha bakıyorsunuz. Kadın mutlu gözüküyor ağzı kulaklarında! Doktor operasyon başarılı olduğu için çok mutlu. Tüm bu işlemler bilmem kaç bin liraya patlıyormuş. Haklı kadın parayı öbür tarafa götüreyemeyecek. Son senelerinde biraz daha mutlu olmak istiyor kime ne…
Bu arada Freud demiş ki “Radikal değişimler insanı asla mutlu etmez, yalnızca bir sonuca ulaştırır.” Valla gördüğüm kadarıyla bu radikal operasyonlar sonucu herkes istediği sonuca ulaşıyor gibi. Freud zamanının üzerinden çok yıllar geçti. Her yıl bir moda çıkıyor. Bu sene Latin burnu moda değilmiş galiba.
Güzellik sadece fiziksel güzellik anlayışı ile sınırlı değil. İnsanın içi güzel olsun deriz. Yani kalbi, ruhu temiz olsun. Yirmi birinci yüzyılda bu güzellikler işe yarıyor mu sizce? İşe yaradığı yerler de yok değil dünyada. Ama bizde pek işe yaramıyor gibi. İnsan sosyal bir varlık olduğu için taklit etme sürecini hızlı yaşıyor. Dizileri örnek alıyor, karakterleri örnek alıyor, artistleri örnek alıyor, siyasetçileri örnek alıyor, akademisyenleri örnek alıyor, tarikatları örnek alıyor kendine. Kolay yoldan zengin olma, yoksullar için toplananları cebe indirme, kolay yoldan hedefe varma, koltukların gücü ve cazipliği ehhh aklını alıyor tabi insanın. Radikal değişimleri emek vermeden, alın teri dökmeden, çok kolay kazananlar oluyor. Onlar başarı merdivenlerini teker teker değil beşer beşer atlayıp zirveyi zorluyorlar.
Kim bilir şu estetik operasyonlar bir gün bu güzelliklere de yapılır. Hiç olmazsa görüntüleri güzelleşir.