YAYLALARDA BÜYÜDÜM AMA ARZU HANIM KADAR YÜKSEKTEN UÇAMAM!

Çocukluğum 2bin 600 rakımlı Ovit Yaylalarında geçti.

Ayane Dağının zirvesine bakarak hayaller kurdum.

Bolu’nun dağlarına sevdam bir çocukluk hikayesi...

Ama Arzu Hanımın uçtuğu yüksekliğe ulaşmam imkansız!

Allah korusun;

Karga gibi oksijen eksikliğinden sersemleyerek düşerim!

***

Bugüne kadar uçurumlardan uçurumlara atlayan cümleler kurdum. 

Yazılar yazdım.

Ama ayaklarım, milletim adına hep yere bastı.

Birde yazarlar için, ‘ayakları yere basmıyor, hayal satıyorlar’ derler. 

Arzu Hanım’ı görünce yazarlığımdan utandım. 

Ömrü hikayelerle geçmiş, 

Cümlelerinde göklerde yalın ayak koşmuş, 

Bulutları ısırmış, hayalperest olan ben,

Bu kadarına ulaşma imkanım yok.

Allah korusun;

Karga gibi oksijensiz kalır sersemleyerek düşerim!

Arzu Hanım’ın yükseklerde uçuşunu seyreder, dururum...

Geçelim...

***

Gelelim gerçeklere;

Evet ülke iyi yönetilmiyor. 

Derin bir ekonomik dağ boğazdayız.

Cumhuriyet döneminin en büyük israfı yaşanıyor.

Devlet ihaleleri pazarlıksız, teklif usulü yandaşlara yüksek fiyata veriliyor. 

Milletvekilleri bu soyguna kör ve sağırlar...

Aksine destekleyenlerde var.

Ekonomist değilim lakin içinde bulunduğumuz ekonomik durumu anlayamayacak kadar zaar da sayılmam!

Kanatlarım da yok, karga gibi uçamam.

Eşekliğimi bilir akıllı uslu oturur, yerimden kıpırdamam.

***

Yeri gelmişken anlatalım;

Hikaye bu ya; uçakta bir karga ve bir eşek!

Karga muzur, yerinde duramaz hostese el şakaları yapar. 

Hostes uyarır ama karga oralı olmaz.

Tabi eşeğinde canı çeker ve hostes yanına gelince dayanamaz, o da yapar.  

Hostes, ikisinin kulağından tuttuğu gibi uçaktan atar.

Karga kanat çırpıp uçmaya başlarken, eşek can havliyle kargaya seslenir.

‘Hani arkadaştık, dosttuk ben düşüyorum, sen uçuyorsun’ der.

Karga gayet sakin;

‘Eeee eşek kardeş, kanatların yoksa, uçmayı bilmiyorsan öyle el şakaları yapmayacaksın!’

Şimdi bu hikayeyi niye anlattım. 

Bende bilmiyorum!

Arzu Hanımın Meclisteki konuşmasını dinleyince çok fena gaza geldim!

***

Dedik ya biz gazeteciyiz, bu şehrin yazarlarıyız.

Hayaller kurup, milletimize umut olacağız. 

Ama onları hiçbir zaman kandırmayacağız.

Her zaman gerçekleri anlatacağız.

Evet, ülke iyi yönetilmiyor ve büyük bir ekonomik kriz var.

Lakin bu durumu kullanıp ülkeyi yangın yerine çevirmek isteyenleri de görmeliyiz.

Bu topraklar dualı topraklardır ve

Anadolu’da hiçbir zaman umutsuz olunmaz. 

Diyeceğim şudur;

O umudu asla siyasilerin cümlelerinde aramayın.

O umut; Bolu dağlarının sisinde saklı.

O umut; Seben’in ovasının bağlarında,

O umut; Mudurnu’nun başak açan tarlarında,

O umut; Köroğlu Tepesinin karında,

Kıbrıscıklı çekik gözlü anamım gözyaşlarında...

Yorum yazın

UYARI : Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. Ayrıca suç teşkil edecek hakaret içerikli yorumlar hakkında muhatapları tarafından dava açılabilmektedir.

Mehmet DEMİRCİ yazıları

30HAZ2022