Sevgili Başkanım, mektubuma başlamadan önce Asiye Hala’nın geçmiş olsun dileklerini ileteyim ki, üzerimde kalmasın.
Asiye Hala; ‘Benim ölümümü beklemesin, kendi sağlığına baksın, kimin ne zaman öleceğini Allah bilir’ dedi.
Asiye Hala duymasın ama yaşlılar böyle oluyor Başkanım. Ölümle ilgili şakaları kaldıramıyorlar.
Uzun zamandır birlikte umreye gitmek için beni ikna etmeye çalışıyordu.
‘Bak dedim seninkini sarı kart görmüş, beni bırak onu ikna et birlikte gidin umreye dedim.
Güldü, o önce verdiği sözleri bi tutsun bakalım. Sigarayı da kaç kere bıraktım dedi yine başladı. Ömer Hayyam’ın, Neyzen Tevfik’in edebi, tasavvuf tarafını almamış ama diğer taraflarını çok iyi almış. Bırakamaz o alkolü’ dedi.
Hayyam demişken aklıma; ‘Şarap sen benim günüm güneşimsin! Öyle bir dolsun ki seninle içim. Bir bildik görünce beni sokakta: Ne o şarap nereye böyle? desin.’ Sözü geldi.
Seni bilmem ama ben bu sözü yârim için söyler dururum.
***
Neyse Asiye Halanın selamını ve geçmiş olsun dileklerini ilettiğimize göre konumuza dönelim.
Aslında sana uzun uzadıya bir mektup yazmayı düşünüyorum.
Şirketi, Kooperatifi uzun uzadıya bi konuşalım diyorum ama bugün meramım başka.
Biliyorsun Kent Konseyi çok güzel bir sempozyum serisi başlattı.
İlk konferansa gittiğimde Leyla Abla (Beykoz) Mehmet senin sayende oldu, sen yazmasaydın bizim aklımıza gelmezdi’ deyip onure etmişti.
Ona da söyledim ama burada da dile getireyim.
Ben bunları 20 yıldır yazıyorum. Benim sayemde olsaydı 20 sene önce olurdu. Bugün sen Kent Konseyi Başkanı olduğunda bu iş oluyorsa bu senin sayendedir, benim değil.
Duam odur ki; Rabbim kibirden ve egodan sıyrılmış, kişisel hırslardan arınmış yöneticilerin sayısını artırsın.
Geçelim;
***
Gelelim seni ilgilendiren kısmına;
Benim amacım, ilk yazımda da yazmıştım; Bolu’nun fethinin kutlandığı bir hafta oluşturmak ve tüm okullarda Bolu tarihini öğrencilere okutmayı sağlamak.
Bunu sağlaya bilmemiz için konferansların kayıt altına alınması iyi olur.
Meclis toplantılarını canlı veriyorsun, bu konferansları da kayda alıp Belediyenin sitesinde yayımlayabilirsin.
Hem Ergin’de boş boş oturmamış olur.
Biliyorsun bir insan boş kalırsa aklını farklı şeylerle meşgul eder!
Ne gerek var dimi.
***
Ayrıca bu konferanslara sen başta olmak üzere özellikle Başkan yardımcılarının katılmasını şart koşmalısın.
Şehrinin tarihini, yaşanmışlıklarını bilmezsen ortaya saçma sapan sokaklar, kaldırımlar, çevre düzenlemeleri çıkar.
Diğerlerini bilmem ama Gülden Hanım bu konferansları muhakkak takip etmeli.
Takip etmeli ki, yaşanan kahramanlıkları bilsin ve bu toprakları bize vatan atalarımızın hatıralarını gözeterek sokaklara caddelere bakabilsin.
Tarihini, toprağını, geçmişini bilmeyen yöneticiden, bilim insanından bu ülkeye bi fayda gelmez.
Konu uzun anlatılacak çok şey var ama saat 14:00’da kayınpederi hastaneye götüreceğim. Saat şuan 13:15, az vaktim kaldı. Yarın ki konferans öncesi yazmak istediğim için vaktim yok. Burada bitirelim. Kaldığımız yeri Mustafa Cop aklında tutsun, hafta içi hatırlatırsa yazının kalan kısmına devam ederiz.
Hem birazda belediyeden konuşuruz ne dersin.
Yarın saat 14:00’da Necip Fazıl’da görüşmek umuduyla, kal sağlıcakla...