TANJU ÖZCAN'A 20'İNCİ MEKTUP

TANJU ÖZCAN'A 20'İNCİ MEKTUP

Sevgili Başkanım;

Söze nereden başlayacağımı bilmiyorum.

Uzun süre yazmayınca böyle oluyor. 

Selamını Asiye Halaya götürdüm.

‘Senin ki, seni rüyasında görmüş’ dedim.

Gülümsedi, ‘Hayırlara gitsin’ dedi.

Pek hayır değil hala, öldüğünü görmüş’

Gel ki, rüyada yaşayan birinin öldüğünü görürsen, ömrü uzarmış derler ama...’ 

Yüzü asıldı, yaş ilerleyince böyle oluyor Başkanım.

Rüyada olsa, şakada olsa ölüm düşüncesi korkutuyor insanı. 

Asiye Halanın ölümden korktuğuna ilk kez tanık oldum. 

Gözlerinin feri çekildi, yutkundu, ellerini dizlerinin üzerine destek yaparak kanepeye oturdu. 

Uzanıp tutmak istedim ama kabul etmedi. 

‘Seni her zaman nerede bulacağım. Bırak ben kendim otururum’ dedi.

‘İstersen hastaneye gidip bi baktıralım Hala’ dediysem de.

‘Yok bi şey, siyatik işte havalar soğuyunca artıyor’ diye reddetti ve ekledi. 

‘Git Ona söyle, rüyasına beni görene kadar, içinde fareler dolaşan Yöresel halk pazarını görsün. Restore edip turizme kazandıracağım diye söz verdiği Katırcılar Hanını görsün.

Gazetelerde her gün reklamını yaptığı, yurtdışına ihracat yapıyoruz dediği Köroğlu Kooperatifini görsün...’ 

‘Öyle deme Hala, sevdiğinden, senden yana endişelendiğindendir, güzel bi Bektaşi sözü vardır, ölenler için; ‘Gözümden, gönlüme aktı’ derler. Bak seni gönlünde hissetmiş ki...’

Gözleriyle susmamı işaret etti.

Devamını getiremedim, sustum.

***

Eliyle kanepenin üzerine silip ardından birkaç kez vurarak oturmamı istedi.

Usulca oturum.

Yusuf Has Hacib’i bilir misin? diye sordu. 

‘Bilirim tabi Halam, bilmem mi, Kutadgu Bilig’i okudum’ dedim.

Adam binli yıllarda demiş; 

Helalin adı kaldı onu gören yok. Haramsa kapışıldı, hala doyan yok’ diye. 

Aradan bin küsur yıl geçti hala değişen bir şey yok...

Üzerime alındım,

‘Ne kusurumu gördün Halam...’ diye gücendiğimi dile getirdim.

Sana değil, beni rüyasında öldürene diyorum. 

Git ona söyle, 

“Öyle Diyanetten falan fetva istemesin, gelsin ben ona fetva veririm. 

Sevgide ve hizmette faiz caizdir. Diğer her şeyde haramdır. 

Bi tarafından vergiler uydurup, vatandaşa yüklenmesin.

Ayrıca; ‘Yağmur bitince şemsiye yük olurmuş insana!’ görüyorum şemsiyeyi fırlatıp atmış. 

Burası Bolu, Mart’ı yağmurlu geçer sonra ıslandım demesin...”

‘Ne demek istedin Halam, anlamadım’ dedim.

‘Sen dediklerimi ilet, o anlar’ dedi. 

Üzerimde kalmasın Başkanım.  

***

Tabi sohbetin sonunda bende nasibimi aldım. 

Ne gazeteciliğim kaldı, ne vefasızlığım. 

Başımı öne eğip, ağlamamak için gözyaşlarımı yuttum. 

Sesimin titrekliğiyle,

‘Ben artık gideyim Halam’ dedim.

Gözlerimi kaçırdığımı fark etti. 

Uzanıp boynumdan tutup kendine çekti.

‘Bana kırılma olur mu? Ben senin huysuz ihtiyar Halanım’ dedi.

Allah şahit, kırılmıştım bir kere;

‘Yanarken imdadıma yetişenler hep kürekle söndürdüler Halam, onun için her yanım kırıktır benim, alışkınım’ dedim çıktım.

***

Sevgili Başkanım;

Velhasıl bu kez Asiye Haladan bende nasibimi aldım. 

Eve geldim saatlerce ağladım. 

Sana gelince;

Ne eder, nasıl yapar gönlünü alırsın bilemem.

Lakin gidişat iyi değil, söylemeden edemem... 

Yorum yazın

UYARI : Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. Ayrıca suç teşkil edecek hakaret içerikli yorumlar hakkında muhatapları tarafından dava açılabilmektedir.

Mehmet DEMİRCİ yazıları

1KAS2024