Bolu dediğin ne ki,
Üç tepe;
Fırka, Hisar, Karga…
Fırka Tepesini Belediyemiz halletti. Sırada Hisar var.
Hisar’ı Belediyeden kurtarabilirsek, Vekillerden kurtaramayız.
Ömürleri yeterse Karga Tepesini de hallederler.
Şimdi gel bunu bizim siyasilere anlat;
Karga karga gak dedi,
Çık şu dala bak dedi.
Tridine tiridine bandım.
Onları Bolu’yu seviyor sandım.
Bahçelerde maydonoz, bu ne biçim lacivert
Gel bana bazı bazı,
Hisar Tepesinde yapalım kazı.
Bu cehalete nasıl dayanır insan,
Yaşasın 23 Nisan...
***
Aslında büyük planım buydu;
Tüm yolsuzlukların yazıldığı, hırsızlıkların dile getirildiği,
Zalime karşı direnen, mazlumun sesi olan bir gazetem olacaktı.
Oldu.
Ateşler içinden gelen, haksızlıkları, yolsuzlukları aşikar eden hikayeler yazacaktım.
Yazdım.
Bunları okuyan siyasiler utanıp, kendilerine gelecekti.
Olmadı.
Geçelim…
***
O eline kadın eli değdiğinde yüzleri kızaran,
Haramdan korkan,
Kalp kırmaktan korkan,
Gece sohbetlerimizde Gazali’nin, Yesevi’nin, Yunus’un, Gasprali’nin yolunda
Birlikte yemin ettiğimiz arkadaşlarımız
Artık o eski yüreğe sahip değiller.
***
Makam ve parayla gelen şeytani duygular,
Ruh köklerine işlemiş, yüreklerine hükmetmiş durumda.
Amaca giden her yolu mubah görmeye başladılar.
Artık, lüks araçları, villaları, taze sekreterleri var.
***
Dün buğday kokan, çam kokan,
Bolu Dağının sisi kokan,
Kıbrıscık’ın çeltik deresi kokan dostlarımız,
Bugün ihanet kokuyorsa
Bizim de sorumluluk alıp,
Bunları halkımıza anlatmamız gerekiyordu.
***
Edebiyatta,
Gazeteciliğimizde,
Kur-an’da bize bunu emrediyordu.
Ama
Anlatamadık.
Allah bizimde belamızı versin…
***
İbrahim ‘Bir Allah var’ demiş.
Birinden korkmuş.
Allah’ın karşısına, yasalarla, kanunlarla çıkmayacağız.
Allah’a karşı avukat kendinsin.
İşte;
‘O hesaplaşmaya ne yanıt vereceğim’ diye düşünmeli insan…
Siyasilerimiz bunu düşünsün.
Milleti kandırabilirsiniz, kandırıyorsunuz da;
Ya Allah’a ne hesap vereceksiniz...