Yağmurlar, seller, yıldırımlar, başımıza bi taş yağmadığı kaldı.
Haziranın 30’unda ceviz büyüklüğünde dolu yağdı.
Bizim Esra; ‘Abi haberi nasıl yapayım’ diye sordu.
‘Gökten taş yağmadığı kaldı’ yaz dedim.
Aradan bir saat geçmedi ki,
Seyit Mahallesinde evin çatısına yıldırım düştü.
Esra; ‘Abi taşa doğru gidiyoruz’ dedi.
O da haklı, Allah sonumuzu hayr etsin ama
Bu gidişler pek hayra alamet değil.
Geçelim...
***
Ne bileyim bir şeyler olsa işte;
Bir şeyler olsa da o güzel günleri hatırlasak.
Hızlı trene binip Ankara’ya kaçsak.
Meclise uğrasak,
Fehmi Küpçü’nün sakalına yüz sürsek,
Zemzem içsek, seke seke çaydan geçsek,
Hanım Ağa’nın eteğine gül deseni işlesek,
İlkel kabileler gibi,
Muslar Kaya evlerinde mağara duvarlarına kuyruklu koyun resimleri çizsek.
Seben’e gitsek…
Seben de nereden çıktı şimdi,
Bir şeyler olsa işte canım, bir şeyler olsa.
***
Bir şeyler olsa işte canım, bir şeyler olsa.
Erikler çiçek açsa,
Yağmur yağsa veya yağmasa,
Yıldırım çaksa ardından güneş açsa,
Dağ fare doğursa,
Hamsi kavağa çıksa,
Ahhh şu yaylaların dili olsa konuşsa,
Bir şeyler olsa işte bir şeyler olsa...
***
Bir deli çıksa,
İzzet Baysal Caddesinde baştan sona işese, zabıtalar yakalayıp lilisini kesse…
İnsanlar birbirleriyle konuşsa, sarılsa, sarmaş olsa…
Seben Gölü, Deniz olsa mesela,
Aman canım işte, bir şeyler olsa,
Bir kuş konsa badi parmağımıza, ağlasak,
Sonra tüm Bolu’yu rengarenk boyasak,
Mavisini alıp kaçsak, salıncak kursak, sallansak,
Sonra uyusak, bulut olsak,
Yapılan tüm puştlukları, yanlışları unutsak,
Şehrin büyüsüne kapılıp rüyaya dalsak,
Siyasilerin tüm yalanlarına inansak,
Mutlu olsak.
***
Bir şeyler olsa işte bir şeyler olsa,
CHP örgütü kökünden görevden alınsa,
Veya Tanju Özcan ihraç olsa,
Cumhurbaşkanlığı adaylığına çıksa,
Ak Parti’de 1. Sıra Arzu Aydın, 3. sıra Suat Güner olsa,
Topu birden sandıkta kalsa, çıkamasa,
Ne bileyim canım işte, bir şeyler olsa
Hisar Tepesine çıkıp Hadrüanus’a bağırsak,
Fırka Tepesine geçip ağlasak,
Ne bileyim işte;
Bir şeyler olsa da, insan olduğumuzu hatırlasak…
