/...
Daha önce söylediğim gibi bu işin bir okulu yoktur ve görev süresince öğrenilir dolayısıyla bu yazı dizisi müstakbel meclis üyeleri için aynı zamanda eğitim niteliğindedir. Yola büyük ideallereler çıkmıştım. Benim gibi bütün meclis üyesi arkadaşlarım aynı duyguları taşıyordu.
Meclise giren 18 kişilik grubumuzda zannediyorum 5 kişi önceki dönemlerde meclis üyeliği yapmıştı. 3 dönem süren Sn. Alaaddin Yılmaz ve belediyesine oldukça muhalif yazılar yazmış ve ciddi eleştireler yapmıştım. Çünkü Bolu’da yapılan işleri beğenmiyordum. Yapılması gereken birçok şeyin olduğunu görüyordum. Bolu benim için Ankara – İstanbul arasında ülkenin en güzel coğrafyalarından birine sahip olmasına rağmen kimliksiz ve şekilsiz gelişen kendine bir yol haritası çizememiş siyasetin elinde vasatın ötesine geçememiş bir şehirdi.
Zırtapoz Belediyecilik tanımı o günlerde benim için şekilsiz ve kuralsız şehirlerin ortaya çıkmasına neden olan kalıcı hizmet odaklı değil günü kurtaran, menfaat odaklı kayırıcı yaklaşım sergileyen yerel yönetim demekti. Gerçekten ’de Bolu’da seçimlere çok kısa süre kala bunları daha da fazla görmeye başlamıştık. Yola çıkan inşaatlar, yeşil alanların üzerine yapılan sundurmalar, belediye şirketler üzerinde yapılan tasarruflar vs. Bunlar gözümüzün önünde şekilleniyordu. Hepsi aslında bir tür seçim rüşvetiydi ve zaten bozuk olan sistemimizi daha da çıkmaza sokuyordu. Ama yetmedi! Yıpranmış bir belediye başkanı ve belediye, tepede esen rüzgarların etkisi, içte yaşanan küskünlükler, seçim ittifakları, Bolu halkı tarafından sevilen ve çalışan bir milletvekilinin belediye başkanı adayı olarak CHP’ den çıkması 15 Yıllık AKP dönemini sona erdirmişti. Benim için ise bu Zırtapoz Belediyeciliğin sonuydu. Artık görev bizdeydi. Ve Bolu için çalışıp güzel şeyler yapmayı hedefliyorduk. Bazı sıkıntılarımız vardı. Yerelde iktidar olmamıza rağmen merkezi hükümette AK Parti iktidarı tüm gücüyle oradaydı. Sn.Tanju Özcan, Sn.Yüksel Ceylan (1999) döneminde DSP’den belediye meclisine girmiş, iktidar partisine mensup bir belediye yönetiminde çalışmış olsa da bu tablo 2002 yılında sonlanmıştı. AK Parti iktidarıyla yerel yönetimler kanunu değişiklere uğramıştı. Yani köprünün altından çok sular akmıştı ve biz çiçeği burnunda CHP li belediyecilerin (Bolu için söylüyorum) yeni nesil belediyeciliğe vakıf olmamız biraz zaman alacaktı. Seçimlerden önce, yaklaşık 3 ay abartısız çalışmıştık. Bolu’da girmediğimiz mahalle sokak kalmamıştı. Mümkün olduğunca programları kaçırmamaya çalışıyorduk. Tabi en çok zorlananlardan biri bendim çünkü işim ve aşım Bolu’ dışındaydı. Bütün arkadaşlarımız ciddi emek harcadı. Seçim sonuçlarının açıklanmasıyla beraber Başkan meclis üyeleriyle bireysel yüz yüze toplantılar yapmaya başladı. Hangi meclis üyesini nasıl değerlendirmek istediğini ne gibi görevler vermek istediğini paylaştı. Bu bağlamda başkan benimle de görüşmüştür. Turizm Komisyonun kurmayı, meclis başkan II. Vekilliğini ve 2 ay içinde de başka bir görevi teklif etti. O gün için mutabık kalmıştık.
Meclisin ilk toplantısında encümen ve komisyon üyeleri seçimi yapılır. Başkan bu üyelikler için kafasında belirlemiş olduğu isimleri gruba söyler ve bir kereye mahsus olmak üzere bu isimlerin seçilmesini rica eder. Encümen ve bazı komisyonlar belediyenin atar damarlarıdır ve Başkanlar bu noktada herhangi bir tıkanıklık çıkmasını istemez. Bizim başkanımızda önceki belediye meclis üyelikleri döneminden gelen tecrübesiyle bu isimleri belirlemiştir. Tabi’ ki bu bir defaya mahsus kısmı hiçbir zaman gerçekleşmez ve her komisyon seçiminde Başkanların istediği isimler önemli komisyonlarda kendilerine yer bulurlar.
Bir başka dikkat çekici konu ise seçim öncesi süreçte yanınızda hiç görmediğiniz isimlerin seçim kazanıldıktan sonra ve akabinde ortaya çıkıp, kendilerine ciddi makam ve mevkiler verilmesidir. Bu tasarruflarla ilgili bilgilendirmeler seçim öncesinde paylaşılmaz. Ne zaman ki bu tasarrufları görürseniz biliniz ki Başkan’ın sağ ve sol cebinde farklı ajandalar vardır. Birinci ajanda da seçim çalışmalarında sıklıkla dile getirdiği Bolu Belediyesi’ni birlikte yöneteceğini söyleyeceği vatandaşın da kafasında belediyeyi yönettiği zannettiği Belediye Meclis Üyeleri. 2. Ajanda da ise kendi kafasında belirlediği ya da dışarıdan empoze edilen içeriden ve dışarıdan gelen isimler olur. Bizde de böyle bir durum olmuştur.
Devam edecek...