UZAY YOLUNDA CEP TELEFONLU AYI!

Mahir Ünal’ın bir TV programında dağ başındaki bir köylü ile olan cep telefonu diyaloğunu anlattığında, halkından uzak, halka yabancı ve hükümetinin ne yaptığından bir haber, tuzu kuru bir siyasetçi tarzı diye düşünmüştüm.

Zira, hükümetin uygulamaya soktuğu bütün devlet dairelerinde online sistem dolayısıyla, dağ başındaki köylü için internetli cep telefonu ekmek su gibi ihtiyaç olmuş durumdadır.

Hemen akabinde Çarşamba müjdesi adı altında Sayın Cumhurbaşkanının uzay programını açıklaması Mahir Ünal’ı hepten zor duruma düşürdü. Halkına uzay vaat eden Cumhurbaşkanının partisinde, köylü vatandaşa cep telefonunu lüks gören bir yönetici...

İşte, tam bu çelişkiler içerisinde bocalayan iktidar kanadına “ayı” gibi bir girişle Bolu Belediye Başkanı İmdata yetişti.

İşin tuhaf yanı, köylüye cep telefonunu lüks gören bir anlayış orta yerde tartışılırken ve Uzay programı gibi alt yapısı olmayan bir vaat, işsizlik kıskacında ve ekmek derdindeki halkımıza kızgınlıkla tebessüm ettirirken Sayın Özcan hangi akla hizmetle “Boz Ayı ” projesini açıklayıp üstüne bir de CHP Genel Başkanını Boluya getirip “Ayı projesine” destek görüntüsü verdi anlayamadık.

***

Bir gün İncilli Çavuş zamanın padişahına kırılır ve ortalıktan kaybolur.

Her yerde aranmasına rağmen bulunmaz.

Padişahın İncilli’nin nükteli sözlerine ve sohbetine çok ihtiyacı vardır.

İncilli Çavuş bir Yörük çobanına çırak olmuş ve dağlara çıkmıştır.

Padişah kendi yöntemi ile bulmak ister İncilli’yi.

Bir altın semer ve bir de altın boyunduruk koydurur şehir meydanına.

Ve der ki;  bunun fiyatını bilen ya İncillidir, ya da onu tanıyandır.

Her ikisini de bana getirin.

Yörük ağasına “çarşıda ne var ne yok ?” diye soran İncilli, ağanın “çarşının tam ortasına altın saban ve boyun duruk koymuş buna fiyat biçin ”diyorlar sözüne karşılık ağasına “Ağa bugün o çarşıdaki saban ile boyunduruk olan yere var de ki ‘Nisan ayı yağar da Mayıs ayı öğünürse bu altın saban ile boyunduruğun kıymeti biçilmez. Ama Nisan ayı yağıp da (yağmur)  Mayıs ayı öğünmezse padişah efendi kırsın başına çalsın. Allah vermek istemezse altın olmuş, gümüş olsun neye yarar deyiver “demiş.

***

Bu hikâyenin sonunu bir yana bırakalım.

Birinci sözümüz Sayın Özcan’a.

Eğer “Boz Ayı” aklına Bolulular öğündüyse çal oyna gül oyna.

Yok, dudak büküp güldüyse (ki görünen o) otur ağla kalk ağla.

İkinci sözümüz Uzay projesine...

Halkın büyük bölümünün ekmek diye kıvrandığı bir dönemde “uzay projesi” diye müjde verdiniz ya.....!

Ama bu muhalefet böyle İnce(!)  İnce (!)  projeler sundukça siz daha uzun yıllar uzaya gidip gelirsiniz.

Yorum yazın

UYARI : Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. Ayrıca suç teşkil edecek hakaret içerikli yorumlar hakkında muhatapları tarafından dava açılabilmektedir.

Kayhan ACIKOL yazıları

12MAR2021