Sevgili Başkanım; uzun zaman oldu, son mektubu Ocak ayında yazmışım. Aradan 5 ay geçmiş.
Gözden ırak, gönülden de uzak olur derler ya, inanırım.
Mesafe, soğukluğa işaret eder.
Gel ki benimkisi, siyasetten, bürokrasiden kaçıp, huzura erme muradıdır ya,
Huy ama değişmiyor 40’ından sonra.
Bilirim, sende de değişmez.
Aslında çok kararlıydım, ta ki geçen gün bizim Okay (Özcan); ‘Abi Meclisi takip ettin mi?’ diyene kadar.
Aklıma düşürdü ya, ofise geçince açtım,
2 saat 24 dakika, yüreğim yanarak seyrettim.
Geçen dönemki Meclisi çok eleştirmiştim.
‘Bundan daha kötüsü olamaz’ demiştim.
Şimdiyse; olmazlığın uç sınırlarını yaşıyorum ve kendime söz verdim;
‘Artık bu kadar da olmaz demeyeceğim. Ne kadar saçmalık görürsem göreyim kızmayacağım.’
***
Sevgili Başkanım;
Sana gelince, tam kafana göre bir Meclis buldun, yüzün gülüyor.
Mikrofonları da açmışsın.
Gönüller kapalı olduktan sonra mikrofonu açsan ne, açmasan ne!
Neyse, Meclisi sonra değerlendiririz, biz sana gelelim.
Çoğu gereksiz ve bilgisizlikten kaynaklı konulardan bir tanesi de, cenaze hizmetleriyle ilgiliydi.
Alaaddin Bey zamanında oturan sistemi bozmadın ve güzel bir şekilde işlemeye devam ediyor.
Yani; Diriye düzgün hizmet veremiyorsunuz ama Allah var, ölüyü rahat ettiriyorsunuz!
Birde, konuşmanda Yasin’den birkaç cüz okuduğundan bahsetmişsin.
Konuya CHP’lileri de katmışsın ki,
Yasin’in bir süre olduğunu ve ayetlerden oluştuğunu bilen ve hatta benden daha iyi Yasin okuyan birçok CHP’li arkadaşım vardır.
Lakin sana gelince;
Hani o öpüp başına koyduğun ama içinde ki emirleri görmezden geldiğin Kuran var ya; 30 cüzden oluşur.
Her cüz 10 yaprak yani 20 sayfadır.
Farklı fikirler olsa da genel kabul anlamında; Kuran’da 114 süre, 6236 ayet yer alır.
O bir-iki cüz okurum dediğin Yasin ise; 83 ayetten oluşan ve ilk sayfası 22’inci cüzde, 5 sayfası 23’üncü cüzde yer alan bir süredir.
Yani, Yasin süresinden cüz okuyamazsın, ancak ayet okuyabilirsin.
Neresinden tutsam, neresinden düzeltsem bilemedim.
Allah kabul etsin!
***
Yasin’le ilgili sözlerini dinlerken, senin Rasim’in stadionla alakalı videosu geldi aklıma.
‘Video ne güzel bir alet değil mi?’ (Cem Yılmaz)
Stadionla ilgili Prof. Dr. Mustafa Adak’ın çok güzel bir makalesi vardır.
İlk olarak Sanat Sokağı Dergisinde yayımlamıştık. 2008 veya 2009 yıllarıydı.
Ardından Uluslararası arkeoloji dergilerinde yayımladı.
Son yıllarda Havadis gazetesinde de yer verdim aynı makaleye.
Rasim’e söyle internetten bulup muhakkak okusun.
Antinoss MS. 130 yılında Nil’de boğuluyor.
Stadionun yapımı da bundan sonradır.
Ve o dönem Bolu’da (Klaudiupolis) Romalılar yaşamıyor.
Lakin, Anadolu’da tektir; Klaudiupolis’te yaşayanlara Roma vatandaşı olma hakkı tanınıyor.
Roma eserlerinin tahribatı da büyük oranda Bizans döneminde yapılmıştır.
Hani, ecdadımız Osmanlı vatandaşı burada oturdu diyor ya videoda;
Osmanlı bir hanedandır, ailedir.
Osmanlı döneminde stadionun ayakta olduğunu düşünmüyorum ama diyelim ki sağlamdı; orada oturan vatandaşlar, Türk’tür veya başka millettendir.
***
Neyse bu konuda meramım başka aslında;
Senin Rasim, o tarihi ortaya çıkartmak için hazırladığınız projenin geçen dönem engellendiğini dile getirerek yeni Milletvekillerinden destek istemiş.
Arzu ablamın yaptığı en doğru işlerden bir tanesiydi aslında o projenin engellenmesi.
Gel ki yaptığı başka doğru işlerde vardı ama biz hep eksiklerini yazdık.
Haaa, hak etmiş miydi? Etmişti!
Karacasu’da ki Fizik Tedavi Hastanesinin 10 yıl sonra temelleri atıldıysa Onun sayesindedir.
Birde Olimpik yüzme havuzu var tabi.
Ondan öncekilerin hiç biri başaramamıştı.
Sizin Hisar Tepesi Projenize gelirsek;
O proje tarihi ortaya çıkaran bir proje değildi.
Mevcut duruma zarar vermeyen bir kafe projesiydi.
Olmaması tarih ve turizm açısından hayırlı olmuştur.
***
Sevgili Başkanım, arayı açınca konular birikiyor haliyle.
Daha Belediyeler Birliği, Kent Konseyi, açılışını seçimden önce görkemli bir şekilde yaptığın ama hizmete açamadığın ‘Yöresel ürün Pazarı’, her yağmurda patlayan rögarlar gibi birçok konu var konuşacağımız.
Lakin söz çok uzadı.
Onları da başka zaman konuşuruz.
Sana yeni Meclisinde, yeni, yönetiminde başarılar diliyorum.
Üzerimde kalmasın, Asiye Halanın da çok çok selamı var.
‘Dutlar olunca gelecekti, dutlar çürüyüp düşlüyor, haberi olsun’ dedi.