İkiz çocuk annesi ve Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesi(BAİBÜ)’nde Öğretim Üyesi olan Doç. Dr. Hande Akyurt Kurnaz’ın hayatı, oğlu Arda’ya 17 aylıkken konulan atipik otizm tanısı sonrası tamamen değişti.
Haber: Esra Ayden
Eşi de akademisyen olan Doç. Dr. Kurnaz, Arda’nın daha iyi eğitim alabilmesi için Bolu’ya taşındı. Çocukları için fedakârlıktan kaçınmayan Kurnaz, Arda’nın okula ve çevresine uyum sağlamayı başardığını dile getirdi.
Bolu’ya eğitim için geldiler
İki çocuğunun da kendisi için çok özel olduğunu belirten Kurnaz “Arda’da hafif düzeyde atipik otizm mevcut. Ayza da bu kavramın ne olduğunu ve kardeşiyle, bu durumla nasıl yaşayabileceğini biliyor. Çünkü biz yaklaşık Arda 17 aylıkken bu sürecin içerisine girdik. Tanı konulduktan sonra, Arda daha iyi bir eğitimi hangi ilde alabilir diye araştırmaya başladık. Bolu’nun özel eğitim konusunda iyi bir durumda olduğunu öğrendik. Burada hem Arda hem de Ayza okullarına çok rahat uyum sağladı. Bundan çok memnunum. Çünkü Bolu’ya geliş amacımızın en önemli nedeni, çocukların eğitimiydi. Araştırmalarımız sırasında özel eğitim anlamında Bolu’nun ileri bir düzeyde olduğunu gördük. Üniversitede özel eğitim alanında lisansüstü eğitim imkanları var. Böyle olduğu için Bolu’yu tercih ettik” dedi.
Oyun arkadaşı oldular
Hande Akyurt Kurnaz, Arda ve ikizi Ayza’nın birbirlerine oyun arkadaşı olduklarına değinerek “Bizim için en önemli şey Arda’nın bir oyun arkadaşının olmasıydı. Bu bize Allah tarafından verildi Arda’yla birlikte. İkisi de birbirinin farkında. Bu açıdan kendimizi çok şanslı hissediyoruz” diye konuştu.
Mücadeleyi hiç bırakmadı
Arda’nın özel durumunu nasıl fark ettiğini anlatan Kurnaz “Gelişim olarak baktığımızda ikisi de sonuçta gözümün önünde. Normal doğmaları gereken zamanda doğdular. Arda daha önce diş çıkardı, daha önce yürümeye başladı, iletişimi kuvvetliydi. Bu şekilde devam ederken yaklaşık 17’nci aylarda, Arda tepki vermemeye başladı. Daha sonra eve gelen misafiri istememeye, yalnızca benle oynamaya çalışmaya, seslenildiği zaman çok fazla bakmamaya ama işine düşen şeylere de anında tepki vermeye başladı. Arda’yı doktora ilk başta uyku problemi yüzünden götürdüm. Çocuk ve ergen ruh sağlığına gittik. Bir şey var dedim. Ne olduğunu bilmiyorum ama bir durum var. Doktorumuz kreşe başlaması gerektiğini söyledi. Daha sonra eğitimci olmanın avantajını kullanarak araştırmalara başladık. Daha önce herhangi bir bilgi sahibi değildik. Ama bir yol, yöntem bulmamız gerekiyordu. Farklı üniversitelerdeki farklı hocalarla görüştük. En sonunda Eskişehir’e gittik ve oradaki hocamızla tanıştık. Hocamız, ağır derecede bir tanının olmadığını ama tipik takıntılarının olabileceğini ve bu takıntıların eğitimle çözülebileceğini söyledi. O farklı bir çocuk ve bunun için de daha farklı, daha iyi bir eğitim gerekiyordu. Bana hep onların özel bir ilgi alanının olduğu söylendi. Bu özel ilgi alanını keşfederseniz onda çok başarılı olacak dediler” ifadelerini kullandı.
Durumu kabullenmek gerekiyor
Otizm tanısını ilk duydukları süreçten bahsederken çok kolay kabullendiklerini düşünen Hande Akyurt Kurnaz, bu durumun bir farklılık olduğunu ve bu farklı çocuğun kendisini seçtiği için daha iyi olduğunu söyleyerek “Demek ki ben bu durumun altından kalkabileceğim. Tabi ki ilk başta ‘neyin içine giriyoruz’ diye düşünüyorsun. İkisi için farklı düşünürken şimdi ikisini tamamen ayırmak zorundayım. Ama zaten onlar hep ayrıydı. Bize söylenen hep onların ikiz olduğu ama ayrı birer birey olduklarıydı. Ben bu süreçte bunun daha iyi farkına vardım. Böylece daha kolay bir kabulleniş sürecine girdim. Eğer bu durumu yaşıyor olan aileler varsa o kabullenme sürecini biraz kısaltabilirler. Önemli olan bunu kabullenebilmek ve ne yapacağına dair adım atmak” diye konuştu.
“Bu normallik kavramı nedir?”
Arda’nın durumundan etrafa bahsettiklerinde, onların bu durumu kendilerinden daha zor kabullendiklerini dile getirerek toplumun bu konuda çok bilinçsiz olduğunu vurgulayan Kurnaz “Bunu bir hastalık olarak görüyorlar ama bu bir hastalık değil, bulaşıcı bir şey değil. Benim oğlumla senin oğlunun ya da kızının yan yana oturması demek bu durumun bulaşacağı anlamına gelmiyor. Sonuçta ben üniversitede çalışıyorum ve bazı oturmuş karakterleri maalesef değiştiremiyoruz. Ama anne ve babalar ilk çağlarda, ilköğretim çağlarında çocukları o kadar iyi yoğurabilirler ki, çok farklı karakterde çocuklar ortaya çıkabilir. Eğer anne ve babalar çocuklarına böyle bir farkındalığın olduğunu belirtirse, çocuklar da öyle davranacaklar. Ama ‘hayır bu uzak durulması gereken bir şey, dışlayalım bunu, iyi bir şey değil’ derlerse o zaman çocuk da aynı şeyi yapar. Anne baba rol model çünkü. O yüzden anne ve babaya çok önemli görevler düşüyor” dedi.
Mevcut imkanları öğrenin
Hande Akyurt Kurnaz, özel eğitim ve rehabilitasyon merkezlerinde servis, yemek gibi imkanların olduğunu bildirerek “Bizim hem evimiz yakın hem de kendi özel aracımız olduğu için bunlara gerek duymadık. Ama bunlara gerek duyan, köylerden gelen, farklı merkezlerden gelen birçok farklı çocuk var orda. Bu konuda özellikle ulaşım çok büyük avantaj. Köyde olan bir evladımızı getirebilmek çok büyük bir şey aslında. Bunun haricinde, ilkokul sürecinde rehberlik araştırma merkezleri var. Bunlar çok önemli kurumlar. Daha sonra kaynaştırmanın ve özel alt sınıfların olduğunu, bunun devlet okullarında çok rahat bir şekilde yapılabildiğini öğrendik. Ayrıca sınıflarda, bir öğretmen iki çocuk olması çok büyük bir avantaj. Aileler devletin sunduğu imkanları sorsunlar, kurumlardan öğrensinler. Devletin imkanları bu konuda gelişmeye devam ediyor ama ailelerin sorup soruşturması lazım. Eğer aileler devletin sağlamış olduğu imkanları bilirlerse, yollarına daha emin adımlarla devam edebilirler” ifadelerini kullandı.
Birbirlerini fark etmeliler
İleriki zamanlarda yapmayı planladığı en önemli şeyin, üniversiteli gençlerin rehabilitasyon merkezlerini ziyaret etmelerini ya da bir etkinlikte bir araya gelmelerini sağlamak olduğunun altını çizen Kurnaz, “Bir tarafta 18 yaş üzeri olan ülkenin geleceği var, bir tarafta daha küçük yaşta olan ve yetişmeye çalışan bireyler var. Sadece çocuklar gençlere bakarak bir şeyleri fark etmeyecek. Gençler de çocuklara bakarak birçok şeyi fark edebilirler, öğrenebilirler” diyerek sözlerini noktaladı.