"Eski Ülkücü sıfatıyla fitne ve fesat yayarak, Milliyetçi Hareket Partisi’nin kaybetmesi, başarısızlığa uğraması ve sandığa gömülmesi için el ovuşturan, internet köşelerinden zehir kusan kim olursa olsun; Affetmeyeceğimizi, bunlara fırsat vermeyeceğimizi herkes iyi bilmelidir.
Devlet Bahçeli, 7 Haziran 2015’ten beridir izledikleri politikaların sonucunu görmenin öfkesiyle yukarıdaki aşağılayıcı ve itici ifadeleri kullanıyor.
MHP’ye gönül vermiş ülkücüler, Türkiye’de ki seçmen kalitesi bakımından asla eline su dökülmeyecek erdemlere sahiptirler.
Ülkücü asla hırsızlığa, rüşvete, adam kayırmağa prim vermez.
Ülkücü asla başarısız insanları sırf partilim diye baş tacı yapmaz.
Ülkücü asla kendi yapabileceği işi bir başkasına havale etmez ve edeni de sevmez.
Pek çok özellik sayılabilir ama özetle;
MHP’nin tabanıyla gönül bağı bu özelliklerde kopmuştur.
Nasıl mı?
AKP’nin 14 yıllık iktidarında ki uygulamaları ülkücü de büyük bir öfkenin oluşmasına yol açmıştır.
AKP’nin 14 yıllık iktidarında ülkücü kıyımı ve sırf
AKP’li tutkusu yüzünden devlet kadrolarını vasıfsız ve liyakatsiz insanlarla doldurması, ülkücüyü öfkelendirmiştir.
AKP’nin dini ve milli konularda ki basiretsiz yönetimi sonucu ülkenin geldiği iç ve dış tehlikeler ülkücüyü kızdırmıştır.
Bu tabloya bakıldığında ülkücü her seçimde sandığa koşmuş ve ülkeyi daha iyi idare edebileceğine inandığı partisini ve kadrolarını iktidara taşımak istemiştir.
Ancak bu arzu ve isteği parti yönetiminde göremeyince arayışa yönelmiş ve…
Bektaşi ye bir gün sormuşlar.
Gelse bir dilberi ahu olsa savmı ramazan
Dilber-i ahumu efdaldir, yoksa savmı ramazan mı?
Bektaşi cevap verir: Fırsatı fevk etme zinhar.
Sür sefasın dilberin olur kazası savmın, olmaz kazası dilberin.
Örneğinde olduğu gibi Meral Hanım la iktidar zevki yaşamak istemiştir.
Ancak gerek iktidarın kendisine büyük tehlike olarak görmesi,
Gerek MHP yönetimine çöreklenmiş bir takım odakların tedbirli olmaya çalışıyor olması...
Papaz ölmek üzere olan adamın üzerine eğilerek; 'Ölmeden önce şeytanı ve onun kötülüklerini lanetle'...der. Ancak adamdan ses çıkmaz.
Papaz isteğini bir kez daha tekrarlar, ama hastanın sessizliği sürer. Sonunda Papaz kızgın bir ifadeyle; 'Neden şeytanı ve kötülüklerini lanetlemiyorsun, bre gafil?' diye sorunca adam halsizce karşılık verir;
'Nereye gideceğim belli olmadan kimse hakkında kötü konuşmak istemiyorum.
Örneğinde ki insanlar gibi gelene ağam gidene paşam demeye niyetli olanların sayesinde Türkiye
15 Temmuz akşamına kadar gelmiştir.
15 Temmuz Türkiye’yi kurtarmıştır.
15 Temmuz Tayyip Beyi kurtarmıştır.
15 Temmuz AKP’yi kurtarmıştır.
15 Temmuz geçici bir süre Devlet Beyi kurtarmıştır.
15 Temmuz MHP’yi ateşin ortasına atmıştır.
Devlet Beyin 15 Temmuz öncesi AKP desteği açık hale gelmiş ancak ne kadar haklı olursa olsun bu destek te her tabanın meşru hakkı olan sorgulama başlamıştır.
14 yıllık iktidar sürecinde iç ve dış politika da attıkları her adım büyük problemlere sebep olan AKP ye niçin bu kadar destek!
Fetö örgütünün yuvası olmuş AKP de tek bir fire dahi yokken, MHP de Fetö temizliği adı altında insan kıyımı niçin?
Devlet Bey ne kadar değişik şekilde ifade ederse etsin ülkücü taban bu sorgulamayı yapacaktır.
Ve bu sorgulamanın en can alıcı hükmü ise; madem ki sen benim oyumla meclise girip benim seçtiğim milletvekilleriyle iktidar a destek vereceksin.
Ben niçin yerel de AKP’yle kötü olup, işimi aşımı, kızımı oğlumu işsiz ve çaresiz bırakayım.
Hem Belediye’yi hem iktidarı niçin karşıma alayım.
(AKP’li yöneticilerin işe almada ki ve esnafa iş dağıtmada ki kıstasları belliyken )
MHP için zurnanın zırt dediği nokta budur.
