FETÖ operasyonlarının sağlıklı gitmediği illerin başında geliyor Bolu…
Nedenini defalarca açıkladık.
İlimizdeki yetkililerin, olayı çözememesi, zafiyet içerisinde olması ki, defalarca dile getirdik, ‘devlette zafiyet ihanettir…’
Gelinen noktada kamuoyu vicdanı rahat değil.
***
Öncelikle örgütü tekrar anlatalım; geçtiğimiz günlerde Mete Yarar’ın verdiği bir örnek kan dondurucu olsa da, örgütü tanıma bakımından önemliydi.
Belgesel çekimi için darbe öncesi doğuya giden Mete Yarar, orada bir komutanla tanıştırılır. Sevilen, sayılan ve birçok çatışmaya giren biri. 15 Temmuz gecesi bu adam darbeci çıkar ve cebinde çatışmaya girdiği, birçok kez canını kurtardığı arkadaşlarının ismi vardır, öldürülecekler listesinde.
Arkadaşı sorar; ‘madem beni öldürecektin, neden birçok çatışmada hayatımı kurtardın. Bıraksaydın da pkk öldürseydi.’
Aldığı cevap düşündürücüdür; ‘ O gün senin sağ kalman ve yaptıkların takip edilerek yukarıya (örgüt abilerine) bildirilmem emredilmişti. Şimdiyse seni öldürmem emredildi.’
İşte karşımızda böyle bir örgüt var. Birlikte omuz omuza çatışmaya girdiğin ve canını koruduğun arkadaşın o gece kafanı kesecekti.
Fetullahçı yapılanmanın bu yüzünü göremeyen kişilerden mücadele beklemek yanlış olur.
Defalarca yazdık; ‘Siz onlara kardeş gözüyle bakıyorsunuz ama onlar sizin kafanızı kesecekti’ diye.
Anlatamadık…
Veya kafalarının kesilmeyeceğinin garantisini almışlardı,
bilemiyoruz…
Bu saatten sonrada örgütü çözebileceklerini sanmıyorum.
Geriye tek seçenek kalıyor, Bolu gibi örgüt için büyük öneme sahip olan bir ile bu işi çözmüş, örgütle mücadele edebilecek insanları göreve getirmek.
Bu konuda Ankara’nın konuyu yakından takip ettiğine inanıyorum…
***
İlin yetkilileri caddelere çıkıp dolaşmaz mı?
bilmiyorum…
Vatandaş ne düşünüyor, kamuoyu vicdanı ne halde, fikri ne, operasyonlardan memnunlar mı, ne tür rahatsızlıkları var?
Diye merak edilmez mi?
Bugün birçok Ak Partili beni ve İmdat Aslan’ı arayıp dertlerini anlatıyorsa, yetkililerin şapkalarını önlerine alıp düşünmeleri gerekir.
Vatandaş dedikodu yapar, hatta gazetecilerde yapar.
Çünkü biz en küçük bilgiyi değerlendirmek ve kuşkuları dile getirmek zorundayız.
Lakin devlet dedikodu ile yönetilmez.
Devlette belge ve bilgi esastır. Maalesef ilimizde birçok iş dedikodularla yürütülüyor…
***
Gecenin bir yarısı telefonun çalıyor;
Ben Ak Partiye yıllarca hizmet vermiş, üst düzey görev yapmış birisiyim diyor.
İsmini söyleyince hatırlıyorum.
‘Ne olur bize yardımcı ol. Parti içi çekişme ve kişisel nefretle bizleri FETÖ’cü diye şikayet ettiler’ diyor.
Kurulan bir Dernek varmış, dernek üzerinden şikayet etmişler ama yapılan soruşturmada dernek temiz çıkmış.
Lakin dernek üyeleri açığa alınmış…
Şikayet edenler ise yine Ak Partili. Yani parti içi çekişmenin sonucunda mağdur olan birçok insan…
Bu nasıl bir vicdandır. Ki birde kadın bunlar. Ömrünü Ak Parti’ye adamış, yüreğindeki Tayyip Erdoğan sevgisi her halinden belli olan insanlar…
Gelinen noktayı görebiliyor musunuz?
Bir tarafta kripto FETÖ’cüler dışarda dolaşıyor, yetkililerden ses yok. Hatta hala birlikte gizli toplantılar yapıyorlar.
Diğer tarafta samimi Ak Partililer FETÖ’cü diye fişleniyorlar.
Ve bu insanlar gelip Mehmet Demirci’den ve İmdat Aslan’dan yardım istiyorlar.
***
Emin olun size rağmen bu örgütle mücadeleye son nefesimize kadar devam edeceğiz ve bu insanların haklarını da ölümüne savunacağız…
Benim ülkücülüğüm bana bunu emrediyor,
Elhamdülillah…
DAHA FAZLASI İÇİN GAZETENİZİ ALMAYI UNUTMAYINIZ!
