Bu yazıyı yazdığım için yarın kendime kızacağım biliyorum,
Peki niçin yazıyorum?
Bilmiyorum...
***
Mevlana; ‘Sen ne söylersen söyle, söylediğin, karşındakinin anladığı kadardır’ der.
Bilirim ki ben ne yazarsam yazayım fark etmeyecek.
Okuduğunu anlamayan, anladığını yazamayanlara benim cümlelerim ne fayda.
Cümle demişken;
Benim tek sermayem cümlelerimdir.
Bugüne kadar onlara hiç ihanet etmedim. Onlar da bana.
Karnımı doyurmadılar ama aç da bırakmadılar.
Rabbime şükür...
***
Buradan kalkıp gazeteciliği anlatacak değiliz.
15 yıl bıkmadan usanmadan anlattık, anladılar mı?
Hayır.
Yaptığımız işi; mesleğimize ihanet etmeden,
En kaliteli, en iyi şekilde yapmaya çalıştık.
Sanat Sokağı Dergisi Bolu basın tarihinin en değerli ürünüdür.
Bolu’dan çıkıp tüm Türkiye’de yayın yapan,
Kültür ve Turizm Bakanlığının abone olduğu,
Ülkede tüm kütüphanelerde yerini alan tek yayındır.
Havadis gazetesi de keza öyledir.
12 yılda yaptığı mücadele, Bolu’ya kazandırdıkları ortadadır.
Sadece Bolu yerel basını değil,
Türk yerel basını açısından Havadis gazetesi ders olarak okutulmalıdır.
Bu konuda asla mütevazı davranmam.
Geçelim...
***
Bugün kalkıp, Havadis gazetesini, Mehmet Demirci’yi yaşanan bu gazetecilikten uzak tartışmanın içine sokarsam bu yıla kadar verdiğimiz emekler,
Çektiğimiz acılar,
Ateşler içinde yaptığımız haberler,
Uçurumlardan uçurumlara yazdığımız cümleler beni çarpar.
Allah korusun.
***
Bizi kimin nereden ne kadar para aldığı ilgilendirmez!
Biz kişilerin gazeteciliğiyle, yaptığı haberlerle ilgileniriz.
Alaaddin Yılmaz döneminde muhaliftik.
Bize yaşattıkları ortada herkes biliyor.
Tekrar yazmayacağım.
Görevi sona erdi, kişisel haklarımızı helal ettik.
Tanju Özcan geldi, ona muhalif olduk.
Bizim (gazetecinin) muhatabı kişi değil makamdır.
Fakat Tanju Bey’le geçmiş dönemi ayırmak gerekir.
Allah var,
Ayırmazsak haksızlık etmiş oluruz.
Geçmiş dönemde Havadis gazetesi Belediye’den içeri giremezken,
Başkan yardımcıları firmaları arayıp Havadis gazetesine abone olmayın, reklam vermeyin diye tehdit ederken,
Bugün Bolu Belediyesi Havadis gazetesine abone olabiliyor.
Tanju Bey Belediyecilik konusunda başarılı değil,
Başarılı olamayacağını bildiğimiz için Fatih Metin’i desteledik.
Bu konuda da eleştirilerimizi sürekli yapıyoruz.
Lakin insani boyutta, eleştiriye tahammülüyle Tanju Bey’i diğerlerinden ayrı tutmak gerekir.
***
Burada önemli olan;
Belediye Havadis’e abone olunca yayın politikasının değişip değişmediğidir.
Veya Ak Parti, CHP, MHP diğer partiler,
Abone olunca veya destek verince bir gazete yayın politikasını değiştiriyor mu?
Bu soruyu sorulmalı ve gazeteci bununla ilgilenmelidir.
CHP 4 yıldır gazetemize abone değildir.
Destek de vermezler ama bu durum bizim yayın politikamızı etkilemez.
İyi bir iş yaparlarsa överiz.
Kötü yaparlarsa eleştiririz.
Bu ayrı konu...
***
Biz asıl konumuza gelelim.
Şimdi hangi gazete belediyeden kaç para alıyor?
Ya arkadaş bize ne kim ne alıyor.
Ha unutmadan biz geçen yıl belediyeye bin lira ilan, 4 bin lira da abone faturası kestik.
Başka bir faturamız ve alınan para da yoktur.
Burada Tanju Bey ve Rasim Özdemir’in hakkını teslim edelim.
Her defasında Havadis’e destek olalım diye söylediler.
Muhalif haberlerimize saygı duydular, eleştirilerimizi önemsediler.
Allaaddin Yılmaz gibi muhalifsen canın cehenneme demediler.
***
Yeri gelmişken anlatayım;
Her hafta gazete çıkınca Tanju Başkan arar.
Haberleri, eksikleri konuşuruz.
Geçenlerde park ve bahçeler müdürlüğünün bir eksikliğini yazmıştık.
Tanju Bey aradı; ‘Aylin hanım yanımda, haber için teşekkür ediyor, en kısa zamanda düzeltecekler’ dedi.
‘Bu nasıl alt yapı’ haberi sonrası keza öyle;
‘Hata bizde, yanlış yapmışız, bundan sonra daha dikkatli olacağız. Gerekli uyarıyı ben yapacağım’ dedi.
Düşünün bir tarafta eleştirdiğinde, yanlışlarını yazdığında seni arayan açıklama yapan, haberine saygı duyan ve hatasını düzeltmeye çalışan bir Tanju Özcan,
Diğer tarafta eleştirdiğinde sana düşman olan,
‘Demirci beni eleştiriyor siz onunla oturuyorsunuz. Gazetesine abone oluyorsunuz’ diye teşkilatına sitem eden bir Arzu Aydın...
Bunu da geçelim...
***
Bugüne kadar Bolu’da hiçbir siyasetçinin Havadis gazetesi, Mehmet Demirci üzerinde maddi hakkı yoktur.
Abdullah Uzun hariç...
Allah ondan razı olsun, bir dönemler o zor günlerimizde bize maddi anlamda destek oldu.
Lafını da hiç etmedi.
Sonra bir hata yaptı, biz de yazdık.
Gazeteciliğimiz bunu gerektiriyordu.
Aramız bozuldu. Şimdi biraz limoniyiz.
Hakkını helal etsin.
Bunun dışında Fehmi Küpçü ve Arzu Aydın’la bunca yıl tek kuruş alışverişimiz olmadı.
Gazetemize abone dahi olmadılar.
Onların ayıbı!
İtiraf edeyim Fehmi Bey’e karşı zafiyetim vardır.
Rahmetli ablamın hastalığında ve annemin hastalığında unutamayacağım, vefasızlık yapamayacağım desteği olmuştur.
Duygusal bağımı gazeteye yansıttığım olmuştur, doğrudur.
Bu da benim eksiğim olsun.
***
Gel ki biz ne yazarsak yazalım, anlamak istemeyenler anlayamayacaklardır.
Onlar dedikodularına, iftiralarına, yalanlarına devam edeceklerdir.
Geçmiş dönem, Ali Ercoşkun Milletvekili...
Telefonla aradı; ‘Mehmet ben sana 100 bin dolar vermişim’ dedi.
‘Nereden çıktı’ diye sorduğumda.
‘Alaaddin Yılmaz öyle diyormuş’ dedi.
‘Ya dedim, senin dava arkadaşların bunlar, onları yalancı çıkartma paramı gönder.’
Sonraları Ali Bey’i eleştiren haberlerimiz oldu.
Bir dostum kendisine sormuş;
‘Mehmet’le aranızda ne oldu?’ diye.
‘Para meselesi demiş’
Allah onu da affetsin.
***
Dedik ya, siz ne kadar dik ve onurlu durursanız durun,
Söyleyeceklerdir, yazacaklardır.
Önemli olan bunlara aldırmadan doğru bildiğiniz yolda dimdik yürüyebilmektir.
Rabbim bizi doğrudan ayırmasın.
***
Bitirirken;
Ak Partili dostlarıma;
Alaaddin Yılmaz döneminde basına ödenen aylık ortalama 1 milyon lira
Tanju Özcan döneminde 3’te bire düşmüş.
Yani ortada aslında tasarruf var.
Diğer taraftan yerel gazetelere kurumlar, siyasi partiler abone olmayacaksa, ilan vermeyecekse bu gazeteler nasıl ayakta duracak.
Kurumlar ve siyasetçiler kendilerini hangi mecrada ifade edecekler ve şehrin sorunlarını nereden öğrenecekler.
Havadis gazetesi olarak bizim aylık giderimiz 15 bin lira civarında.
Buradan ekmek yiyen insanlar var.
Geçen yıl devlete 40 bin lira civarında vergi ödemişiz.
Yaptığımız haberlerle vatandaşın, esnafın sesi olmuşuz.
Geçtiğimiz günlerde haber yaptığımız bir kadın için,
Aile ve Sosyal Politikalar Müdürlüğünden aradılar, kadına ulaşıp yardım etmek için.
Bir gazeteci açısından bundan daha büyük bir mutluluk olabilir mi?
Velhasıl başta dedik ya kimin nereden kaç para aldığı bizi ilgilendirmez.
Keşke daha çok alsalar daha fazla kişi çalıştırıp, geçim derdine düşmeden daha güzel haberler yapsalar.
Bizleri İlimizdeki gazeteciliğin habercilik, mesleki etik anlamında geldiği durum ilgilendirir.
Maalesef bu konuda da iyimser değilim.
Bu da benim kederim.