İyi Partili Belediye Meclis Üyesi ve Belediye Başkan Yardımcısı Hasan Hakan Alpaslan, Bolu Belediye Meclisi, Mart ayı 1. Oturumunda yaptığı konuşmada Türkiye’nin deprem ülkesi olduğunu, gerekli önlemlerin ve tedbirlerin alınması gerektiğini dile getirdi.
İyi Partili Meclis Üyesi Hasan Hakan Alpaslan, Belediye Meclis toplantısında yaşanan depremlerden ders çıkarılmasını, depreme dirençli kentler oluşturulmasını ve Doğal Afet Bakanlığı kurulması gerektiğine dikkat çekti.
“ÇOK CİDDİ ÇALIŞMALAR YAPILMALIDIR”
Türkiye’nin eğitim sisteminin çağa uygun şekillenmesini ifade eden Alparslan; “Aslında afet öncesi alınacak tedbirlerle ilgili şifreler çok da zor değil. Gerçekte de yapılması gereken en önemli şey, felaketlerden önce gerekli ve yeterli önlemleri alabilmektir. İlk önce, ülkemizin eğitim sistemini yeniden çağa uygun, gerçekçi ve doğru bir şekilde oluşturacaksın. Sonra, Belediyelerimiz doğru zemine, doğru imar planı uygulamaları kararlarını alacak. 2 tane matematik sorusu cevaplayamayanları, mühendis de mimar da idareci de yönetici de yapmayacaksın. İçi boş ve tercih edilmeyen fakülteleri, özellikle bu tarz mühendislik fakültelerini kapatacaksın. Ana sınıfından itibaren, doğal afet ve jeoloji dersleri okutularak, hurafelerden ve bilinçsiz kadercilik anlayışından uzak, gerçekçi, akılcı, vizyoner, bilimsel, doğal afet bilinci olan bir topluma dönüşüm için gerekli adımları atacaksınız. Depreme dirençli kentler oluşturacaksınız. Çok acil Doğal Afet Bakanlığı kuracaksınız.
Yapılan binalardaki inşaat yönetmeliklerinde gerekli değişiklikleri yaparak, en önemlisi de bu yönetmeliklerin doğru ve ahlaki bir şekilde denetlenebilmesi adına çalışmaların takibi yapılacak ve binaların yapım aşamasında tespit edilen bir eksiklik görüldüğünde en ağır cezaların uygulanabilmesini sağlayacaksınız. Ayrıca ilk önce her afette en çok ihtiyacımız olduğu anda neden kamu binalarının yıkıldığı ya da hasar gördüğü konusunda da çok ciddi çalışmalar yapılmalıdır” dedi.
‘SÜREKLİ HATIRLATMAYA DEVAM EDECEĞİZ’
İyi Partili Meclis üyesi Alpaslan konuşmasının devamında şu cümlelere yer verdi; “06 Şubat 2023 tarihinde, yaklaşık 13 milyon vatandaşımızın yaşadığı, maalesef çok büyük bir alanı etkileyen, Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en büyük felaketlerinden birini yaşadık. Vefat eden bütün vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet, yaralılarımıza acil şifalar, geride kalan yakınlarına sabırlar diliyor, şehrimize gelen vatandaşlarımıza da hoş geldiniz diyorum. Ancak bu arada, asrın felaketini kabul ediyor, yalnız asrın ihmalinden de ders çıkarmamız gerektiğini unutmuyoruz. Bu Meclis kürsüsünden bu konuyla ilgili defalarca konuşmalar yapıp, bu konunun ne kadar ciddi olduğuna, depremin en büyük ulusal güvenlik ve beka problemlerinden biri olduğu gerçeğini sürekli hatırlatmaya devam edeceğim. Çünkü ve maalesef 1999 yılında gerçekleşen depremin ardından geçen 24 yıllık süreçte, gerekli ve yeterli önlemleri hala almamışız. Ülkemiz jeolojik yapısı itibariyle, tam bir deprem ülkesidir. Birçok yerde her an deprem olma olasılığı yüksektir. Bu beklenen büyük İstanbul depremi ya da onun gibileri için, umarım son uyarı olur. Doğal afetler, din, dil, ırk, siyaset, inanç ayırımı yapmaz. Deprem gibi doğal afetler devletler için bir ilim sınavıdır, bilim sınavıdır ki; biz maalesef yine, bir kez daha sınıfta kaldık. Depremde vefat edenler sayılar değil, yaşamlardır, hayallerdir, umutlardır. Coğrafya kader midir? Yoksa rant ekonomisi midir? İnancımızda tabi ki kadere inanmak var, ama kaçak yapıları ruhsatlı hale getirmek, imar afları çıkarmak, denetimsiz yapılar, yetersiz yapılan ve yıkılan yollar, köprüler, bazı binalarda düşük maliyet çıkarabilmek adına statik formülleriyle oynamak ve neticesinde binaların sağlıksız yapılmasına sebep olmak, vatandaşlara çok yüksek bedellerle resmen canlı tabutlar satmak, hükümetlerin yanlış politikaları, bu işin içindeki kişi, kurum ve kuruluşların gerekli ve yeterli çalışmamaları, denetimsizlik, işin ehline teslim edilmemesi, gibi konular asla kader değil, hırsızlık, hainlik ve vicdansızlıktır. Üniversitelerde afet bilimiyle ilgili bölümlere ağırlık verilerek, özellikle jeofizik, jeoloji, inşaat mühendisliği, mimarlık, çevre mühendisliği, şehir plancısı bölümlerine ciddi önem verilmeli ve gerçekten yetenekli ve yeterli, öğrenciler alınmalı ve mezun edilmelidir. Belediyelerde Afet koordinasyon müdürlükleri, arama-kurtarma birimleri kurulmalıdır. Mevcut arama-kurtarma ekiplerimiz ve ekipmanlarımız profesyonelleştirilerek, daha donanımlı hale getirilmelidir. Bütün kurumlarımız çok acil mevcut yapı stoklarının kontrollerini yaptırmalıdır. Ayrıca, örneğin Diyanetin 2023 bütçesinin 35 Milyar TL olduğu yerde, AFAD bütçesinin 8 Milyar TL olması da kabul edilemez bir rezalettir.”
“AFET BÖLGESİNE YARDIMDA BANA GÖRE TÜRKİYE’NİN BİR NUMARASI”
Bölgeye yardımların ulaştırılması hakkındaki çalışmalarla ilgili konuşan Alpaslan; “Afet bölgesine çok hızlı bir şekilde ulaşan, T.C. Bolu Belediye Başkanımız Sayın Tanju Özcan’a, Başkan Yardımcımız Sayın Sedat Gülener ve beraberindeki arkadaşlarımıza, daha sonra bölgeye yardıma giden Belediye Meclis Üyemiz Sayın Ergün Temel’e, bütün Belediye personelimize, vatandaşlarımıza, STK’larımıza, odalarımıza, kurum ve kuruluşlarımıza, afet bölgesine gönderilecek yardımların toplanmasında bana göre Türkiye’nin bir numarası olan Kıymetli Bolu Halkına, başta Yarenler olmak üzere, bütün taraftar gruplarına, bu yardımların gönderilebilmesi için lojistik destek veren kişi ve firmalara, burada gece-gündüz, kar-kış, demeden çalışan bütün başkan yardımcısı, birim müdürleri ve bütün belediye personelimize özverili çalışmalarından ve desteklerinden dolayı sonsuz kere teşekkür ediyorum. Allah razı olsun, iyi ki varsınız. Hepinizi alkışlıyorum.”